Dudakla bardak arasi
DUDAKLA BARDAK ARASI
Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim,yeni yaptırdığı bir bağa;üzüm kütükleri diktiriyormuş.İşlerinin bir an once bitmesini saglamak icin de koleleri hic dinlendirmeden calistiriyormus.O zavalli kolelerin biri,birgun cok bitkin dustugu icin dayanamaz ve zalim krala:
-"Nicin bu kada acele ediyorsunuz efendim?Siz bu bagin uzumlerinden yapilacak sarabi hicbir zaman icmeyeceksiniz ki!diyivermis."
Kral biraz kizmissada sesini cikarmamis.Nihayet gun gelip uzumler yetistikten sonra,kral kolelerde dahil herkesin hemen toplanmasini emretmis.Daha once" icmeyeceksin" diyen koleyide huzuruna cagirtmis.Sarap bardagini eline alarak:
-"Soyle bakayim,benim bu saraptan hicbir zaman icemiyecegimi tekrar iddia edebilirmisin?"diye sormus.
Kole soyle cevap vermis:
-"Belli olmaz efendim,icebileceginizi soyleyemem.Cunku dudak ile bardak arasindaki mesafe cok uzundur.O arada basiniza neler gelebileceginide bilemem"
Kole sozlerini bitirir bitirmez,iceri kralin adamlarindan biri girmis.Bir yaban domuzunun bahceye girdigini ve asmalari kirip doktugunu soylemis.Kral elindeki bardaktan bir damla dahi icmeden,hemen disari firlamis.Bahcede domuzun bulundugu yere kosmus.Kral ve domuz arasinda olduresiye bir mucadele baslamis.Sonunda yaban domuzu mizrak gibi azi disleriyle;Sisam kralinin karnin yarip olumune sebep olmus.Kral bagda,bardak masada kalmis.
Su soz bu olayi guzel bir sekilde ifade ediyor:
"Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den,
Nasip degil ise ne gelir elden"