DiTiB SCHONGAU "YAVUZ SULTAN SELiM CAMii" SiTESiNE HOSGELDiNiZ

BİYOENERJİ

BİYOENERJİ

https://img.webme.com/pic/i/islamvedinim/biyoenerji.jpgSayısını bilemediğimiz kadar enerji kanalları vardır. Hepsi aynı frekans ve yoğunluktadır. Evrende her birinin işlevi aynıdır. Burçlar bile sadece ışınlar gösterdiği halde her biri ayrı kalitede manalar taşır. Bize yansıması, bizim programımıza göre ayrı açılımdadır. Hatta planetlerin seyrine göre yıi,gün ve saate göre etkisi değişir. Spektrumun en alt ucu dünyamız (bize göre) en üstteki uçtan sürekli beslenir. Bu kanallarda çok farklı enerjilerle beslenmektedir. Bunda beyin programımız en önemli faktördür. Kanal seçimini bilinçli veya bilinçsiz biz yapmaktayız.

Bilinç düzeyimiz, düşünce gücümüz seçme kriterlerimizdendir. Bazen de özel tekniklerle bu seçimi yönlendiririz. Enerji çalışmaları ve ibadetlerden amaç budur. Ama olumsuz duygu ve düşüncelerin getirisi olumsuz hallerde “öfke, kin, kıskançlık, vehim” olumsuz kanallardan çokça benzer enerji çeker daha da olumsuzlaşırız. Popüler tabirle “negatif yükleniriz”.

Hangi enerji frekansında isek evrende ona kanal oluruz. Enerji çalışmalarından biri olan reiki evrendeki sayısız kanallardan biri olan saf, süptil arındırıcı bir enerji kanalıdır. Tarihin ilk çağlarından beri kadim uygarliklarca değişik isimlerle kullanılıyordu. Usui son çağda bunu herkesin kullanabileceği bir metod geliştirerek uygulamaya sokmuştur. Reiki herkesin doğru bir eğitimle! öğrenebileceği, uygulayabileceği bir enerji çalışmasıdır.

Kanal olan kişi bu saf enerjiden yaralanıp arınma(bedensel, ruhsal, zihinsel) ve güçlenme yapabilir. Kendi enerji kalitesinin yapması için sınırı yoktur. Hasta, yaşlı herkes yapabilir. Negatif blokajları açıp sistemi düzgün hale getirdiği için faydalıdır.

Bioenerji terapileri şekilde aynı görünsede, uygulama çok farklıdır. Bioenerji terapistinin enerji düzeyi çok yüksek ve kaliteli olmalıdır.Sorunu tespit edecek algılamaya”titreşim kalitesine”vakıf olmalıdır. O titreşimi düzeltecek kanala bağlanabilmeli, aktarabilmelidir. Bir terapi esnasında, besleyici, koruyucu, açıcı, güçlendirici hatta kesici enerjiye bile kanal olabilir. Reiki gibi tek kanalla çalışmaz. Kist gördüğü bir bölgeye besleyici, güçlendirici enerjiyi kullanmaz, kesici enerjiyi kullanır, enerji kanalını kapar. Beslenmeyen bölümdeki kist zamanla kendini yok eder. Tembel bir bölgeye farklı enerji yükler.

Bioenerji uzmanı bir orkestra şefi gibi her bölgeyi ayrı ama bütünde ortak tına getirir. Her birinin komutu ayrıdır. Bioenerji uzmanı hasta ile evrensel enerji arasında hassas bir antendir. Algıladığı titreşime uygun olan kanala kanal olur. Bunu da kendi titreşimlerini ayarlayarak yapar. Rastgele bir sağaltma, arınma değildir.

Seans boyunca nötr ve hasta ile rezone durumunda kalır. Seans boyunca pek çok kanalla bağlantı kurar. Kendisi hasta, “ruhsal, zihinsel, bedensel” sorunlu ise bunu yapamaz. Daima saf enerjide olmalıdır. Kirli kanaldan kirli enerji akar. Su bile geçtiği borunun kalitesince su verir. Kirli, paslı, tıkanık borudan gelen su kalitesi gibi, aktarıcının da kanal olma kalitesi önemlidir. Bioenerji uzmanının özel yaşamı bile önemli sınırlıdır.

Vücudumuzda majör (ana) çakralardan başka 28 tane minör (ikincil) çakra, tsobo, marma ve el ayak refleks noktaları vardır. Bunlar daha çok enerjiyi tetiklemek için kullanılır. Düzensiz çalışan çakraları harekete geçiren noktalardır. Ayrıca şu ana kadarki tespitlerimizle 88.000 özel noktayı tanıyoruz. Bu da bize vücudumuzun son derece duyarlı büyük bir anten olduğunu gösterir.

Çakralar iç salgı bezlerinin üzerindedir. Yoğunlaşmış enerji bölgesi olan çakralar düzgün performansla çalışması yedi önemli salgı bezinin düzgün hormon salgılaması demektir. Sağlığımızı koruyan, güçlendiren bu işlemin devamını sağlamak için önce enerjileri, evrensel enerjiyi, yaşam enerjisini, beden, ruh, zihin enerjilermizi ve vücudumuzdaki bu sistemi tanımamız gerekir. Onu korumayı, güçlendirmeyi, bozulunca yeniden düzenlemeyi öğrenmek kadar, bozulma sebeplerini de bilmek gerekir

ENERJİ SİSTEMİMİZ NEDEN BOZULUR

Bizler doğal varlıklarız. Doğada yaşamak üzere programlanıp yaratıldık. Doğamıza uygun olmayan yaşam tarzı en önemli sebeptir.

*sentetik giysiler, eşyalar
*elektro manyetik araçlar
*topraktan uzak olmak
*hava kirliliği
*hormonlu ve genetiği değişmiş yiyecekler
*çok durgun veya çok hareketli yaşam
*ani şok ve üzüntüler
*çevresel faktörler (yaşam alanımızın konumu ve çevremizdekiler)
*olumsuz duygu ve düşünceler
***STRES!!!!

ENERJİMİZİ NELER KORUR VE GÜÇLENDİRİR

*Doğal yaşam
*olumlu duygu ve düşünceyi yaşam modeli yapmak
*kristaller ve mineral taşlar
*renk terapileri
*çevre ve mekan düzenlemesi
*sağlıklı beslenme ve spor

*İlk şart kesinlikle sağlıklı ve güçlü enerji sistemi olmasıdır. Hiçbir fiziksel, ruhsal, zihinsel sorunu olmamalıdır. Kendi olumsuz titreşimleri algılamayı ve aktarımcılığı durdurur.

* Konuyu temelinden, prensip ve dinamiğinden kavrayabilecek iyi eğitimli olmalıdır.
*Pratik ve uygulamalar da tecrübe sahibi olmalıdır.
*Duyu ötesi algılamaları “duru görü” güçlü olmalıdır.
*Terapi sırasında her türlü dış algılamaya karşı kapalı olabilmeli, hastadan başka hiçbir şeyle etkileşimde olmama yetisini kullanabilmelidir.

*Vücut enerjisinin her bölümün “her çakranın, her sistemin, kemik, kan, doku titreşimlerin ayırdına varabilecek agılama düzeyinde olup,olumsuz titreşimlerin farkına varabilmelidir.
*Onunla rezone olup, olması gereken titreşim düzeyinengetirebilecek aktarımcı olabilmelidir.
*Her bir çakraya, lokal sorunlu bölgeye ait enerjiyi tespit edip o bölgeye o tür enerjiyi çekebilecek kadar geniş kapsamlı “KANAL OLABİLMELİDİR”

*Hastadan sağaltma yoluyla kendi bedenini çektiği olumsuz kirli enerjiyi en kısa sürede boşaltabilmelidir.
*İlk şart kesinlikle sağlıklı ve güçlü enerji sistemi olmasıdır. Hiçbir fiziksel, ruhsal, zihinsel sorunu olmamalıdır. Kendi olumsuz titreşimleri algılamayı ve aktarımcılığı durdurur.
*Konuyu temelinden, prensip ve dinamiğinden kavrayabilecek iyi eğitimli olmalıdır.
*Pratik ve uygulamalar da tecrübe sahibi olmalıdır.
*Duyu ötesi algılamaları “duru görü” güçlü olmalıdır.
*Terapi sırasında her türlü dış algılamaya karşı kapalı olabilmeli, hastadan başka hiçbir şeyle etkileşimde olmama yetisini kullanabilmelidir.
*Vücut enerjisinin her bölümün “her çakranın, her sistemin, kemik, kan, doku titreşimlerin ayırdına varabilecek agılama düzeyinde olup,olumsuz titreşimlerin farkına varabilmelidir.
*Onunla rezone olup, olması gereken titreşim düzeyine getirebilecek aktarımcı olabilmelidir.
*Her bir çakraya, lokal sorunlu bölgeye ait enerjiyi tespit edip o bölgeye o tür enerjiyi çekebilecek kadar geniş kapsamlı “KANAL OLABİLMELİDİR”
*Hastadan sağaltma yoluyla kendi bedenini çektiği olumsuz kirli enerjiyi en kısa sürede boşaltabilmelidir.
*Bazı bölgelerde “kronik veya aşırı tembel”kanal olunup aktarılan enerji canlanma için yetersiz kalabilir. O durumda kendi enerjisinden aktarım yaparak bir “AŞILAMA” yapabilmelidir.
*Terapi boyunca kendi enerjisi güçlü olduğu için, güçlü bir kanal olmadan baka devreye sadece burada girebilir. Zaman kısıtlıdır. “En fazla 5 dakika”
*Terapi boyunca sürekli kendi enerjisini kullanmak hem hastaya, hem kendine büyük zarar verir.
*Yabancı enerji daima sistemi bozar.
*Yüklenim ve aktarımda buna çok dikkat gerekir.

Evrende herşey enerjidir. Evrendeki herşeyin özü kuant dediğimiz enerji zerrecikleridir. Gördüğümüz, algıladığımız canlı cansız herşey kuant dediğimiz enerji zerreciklerinin belli sayılarda yoğunlaşmasıdır.

Evren bir enerji okyanusudur. Nesneler arası boşluklar dediğimizde enerjidir. Sürekli titreşim halinde olan kuantlar özel programa organize olup şeyleri oluşturur. Vücuda gelen oluşumları biz isimlendiririz. Beş duyu ile algılayabildiklerimiz kadar, duygu ve düşüncelerde enerjidir. Onların titreşim sayılarının yoğunluğu, niteliğini ve kalitesini belirler.

Bizlerde belli titreşimlerin “kan-kemik-kas-sinir-doku vs.” birleşimi ile organize olmuş enerji varlıkları olduğumuz kadar bizi canlı kılan özel bir enerji sistemi ile donanmış durumdayız. Evrensel enerji ile sürekli bağlıntıda olan ve ondan beslenen vücudumuzdaki enerji sistemimiz özgün bir yapı oluşturur.

Vücudu kan damarları gibi saran “nadi” dediğimiz enerji kanalları ile bu enerji dolaşır. Belli şekillerde enerji meridyenleri oluşturur. Bu meridyenlerin başlangıç ve bitiş noktaları, özel enerji tetikleme noktaları olduğu kadar, enerji beslemesi yapacağı organ ve sistemleri işaret eder.

Evrendeki herşeyde olduğu gibi bizimde bir manyetik alanımız vardır. Biz ona AURA diyoruz. Auramız bireysel enerjimizin evrene açılan yanıdır. Değişik katmanlardan oluşmuştur. Kadim bilgilerden, bu günkü bilimin ışığında yeniden değerlendirmelerimizle bunun 8-9 katman kadar olduğu bilgilerine ulaştık. herbiri özgün renk ve yoğunluğa, akışa sahip olan aura katmanlarının, bizim enerji kalitemize ve onu kullanabilme yeteneğimize göre(bilinçli veya bilinçsiz) bütün evreni kaplayacak bir enerjidir.

Doğumdan son nefese kadar her canlı yararlanabilir. Sonradan bozulan her sistem için faydalıdır. Doğuştan bozukluklar için sadece rahatlık, kolaylık verir. O yapıyı değiştiremez. Çok ilerlemiş,”kronikleşmiş” sorunlarda iyileşme nispeti düşer. Biraz daha yaşam kalitesi artar.

Tavsiye edilen; erken müdahaledir. Hatta sorun olmadan herkesin enerji sistemini kontrol ettirip, aksaklıkları büyümeden dengelenmesini sağlamalı ve bu dengenin devamı, daha da gelişip güçlenmesi için gerekli olanı öğrenmesi uygulaması önemle tavsiye edilir. Bioenerji; sağlık bozulunca başvurulacak son kapı (çare) değildir. Koruyuculuk adına ilk kapı olması en idealdir.

Uygulayıcının hastanın bilinç düzeyine göre konuyu doğru aydınlattıktan sonra terapiye geçmesi lazımdır. Keramet, mucize eller, hikmet gibi hurafe ile işlenen bilinçsiz gösteriler, sadece şovda kalır. Geçici psikolojik rahatlama olur. Kalıcı sonuç için uygulama yapılan konuya dahil edilmelidir.

Uygulayıcı (terapist) sadece bilinçli bir aktarıcıdır. Yaptığı tek şey; hastanın enerji elektrik sistemini yeniden olması gereken düzeye getirmektir. Bir bakıma “AKORD” etmektir. Enerji sistemindeki aksaklık , sorun halledilince her canlıda var olan bioregüler güç vücudu yeniler, sistemler güçlenir. Daima sorunu vücut kendini kendi iyileştirir.

Bioenerji uzmanının hastalıkla hiç işi olmaz. Hastalık onun için o bölgedeki enerji sorununun niteliğidir.Bağlantı meridyenleri,çakra ve auradaki sorun ve denge ile ilgilenir. Aksaklığı yaratan enerji sorununu halleder. Ağrıyı, hastalığı aldım, temizledim diyen terapist, ya kendisi de sadece oradaki negatif blokajı aldığını rahatlama sağladığını bilmiyor, ya da karşısındakini kandırıyordur.

Unutmayalım ki enerji sistemi düzgün, güçlü çalışan kişinin bütün sistemleri düzgün çalışacaktır. Hastalık bedenle sorunun savaşıdır. Galip gelen kazanr. İnsan ya hastadır ya sağlıklı, ya galiptir ya mağlup.

Terapist ya savaş öncesi takviye verir hazırlar, ya da savaş sırası tamir”akord” ederve destek verir, yardımcıdır. Savaş hasta ile sorun arasında birebirdir.

Onun için hastanın konuya dahil olması çok önemlidir. İnanmadan gelen ön yargılı, şüpheli kişilere yapılan uğraşı baştan yanlıştır. Terapist ne kadar verici ise o da o kadar alıcı olmalıdır. Bu da titreşimlerin direnç göstermeden olaya dahil olmasıdır. İnanmayan vücut aura kalkanı kurar. Terapist frekans uyumu ve rezone olmayı başaramaz.

İnanıp güvenmediğiniz doktordan ve ilaçtan; doğru müdahale görsek bile fayda göremeyiz. Kaldı ki enerji terapilerinde bu en önemli konudur.

Bazen olaya inanır, terapiste güvenemeyiz. Bu durumda size sıcak, samimi gelen terapisti seçin. Bu güvenmediğiniz terapistten daha az yetenekli, donanımlı olsa bile sizin için daha uygun olanıdır.

 

Geri dön


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol